Elma sirkesi ile şok tedavi


Elma sirkesi, farklı kullanım alanları 
Son yıllarda her ne kadar dünyanın yeniden keşfedilircesine revize bir süreçten geçiyor olsak da ve her ne kadar keşfedilenlerin  lokman hekim her derde deva olduğu lanse edilse de… Organik ve doğal olan yararlı her maddeyi, kimyasal- katkı maddeli tüketim araçlarına  tercih etmeliyiz… Üstelik doğal olan tabiattaki  sayısız  nebatların yiyecek maddesi dışında bir çok alanda da sayısız faydaları bilinmektedir. Çünkü, doğada var olan bir çok toksin maddenin  panzehiri de gene doğanın  kendisindedir.
çünkü, her şey doğa da gizlidir...

1)Hıçkırığı geçirir: Hıçkırık tutması durumunda bir çay kaşığı elma sirkesi  için, ekşi tadı ile hıçkırığın geçmesine yardımcı olur.
2)Karın ağrısına yardımcı olur: Bakterilere bağlı bazı ishallerde elma sirkesi antibiyotik etkisi sağlayarak ishalin düzelmesinde yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra, elma sirkesinin bağırsak spazmlarının giderilmesinde yardımcı olduğu da bilinmektedir. Bu etkiyi “pektin” içermesi sayesinde sağlamaktadır.
3)Burun tıkanıklığında yardımcıdır: Soğuk algınlığı, grip ve sinüzit gibi hastalıklarda burun tıkanıklığının tedavisinde 1 bardak suya bir çay kaşığı elma sirkesi koyarak için burnunuzun açıldığını ve nefesinizin rahatladığını göreceksiniz
4)Boğaz ağrısı için: Boğaz ağrısı, özellikle üst solunum yolu iltihaplanmalarının belirti ve bulgularından birisidir. Bu durumda ¼ bardak ılık su ve ¼ bardak elma sirkesini karıştırıp sık sık gargara yaparsanız şikayetlerinizin hafiflediğini hatta geçtiğini göreceksiniz.
5)Hazımsızlığı önler: Hazımsızlık ve karın şişliğinde, bir bardak ılık su, 1 çay kaşığı elma sirkesi ve 1 çay kaşığı balı karıştırıp yemeklerden 30 dakika önce içmeniz önerilir
6)Dişleri beyazlatır:  Sabah elma sirkesi ile yapacağınız gargara, dişlerinizdeki lekeleri temizler ve beyazlatır, ağız, diş ve diş etlerindeki bakterileri temizler. Gargaradan sonra dişlerinizi fırçalayın
7)Halsizliği giderir: Egzersiz ve sporda kaslarda laktik asit birikerek kas ağrılarına neden olur. Elma sirkesi, kaslarda oluşan yorgunluk hislerini azaltacak enzimleri içerir. Bir bardak su içerisine 1 veya 2 çorba kaşığı elmas sirkesi karıştırarak için
8)Bacak kramplarını azaltır: Gece bacak kramplarınız oluyor ise 1 bardak suya 2 yemek kaşığı elma sirkesi ve biraz bal ilave ederek için
http://www.kisabilgiler.org/

       İletişim@Randevu  
      http://www.perihanyilli.com/       
      
              Yeni Kitabım 

                   2019, Mayıs tüm kitapçılarda 

Sınırlarım…

            Pozitif ID

http://pozitifid.wix.com/pozitifid

Sınır Koyabilmek,

SINIR! Sözcük olarak kulağa pek hoş gelmeyen bir kavram, terminolojik olarak incelediğimizde oldukça geniş anlamlar içeriyor, örn. coğrafi sınırlar, bir geçişi bir değişimi önleyici, engel, set,  ulaşılamaz gibi anlamları olsa da ilişkilerin olmazsa olmazıdır ve genellikle prensipte sınırlarını korumayı başaran insanlar; samimiyetsiz kişiler olarak algılanabilmektedir,

Oysa tersi davranışlar, kişilerin ” belirsiz değişken tutumları”  ilişkilerde yıkıcı sonuçlara sebep olabilmektedır,

Birey olarak, sınırlarınız sizi farklı kılan nüvenizdir, size özgüdür, sizi tanımlar kısacası özneldir.

Keşkeleri  yok denebilecek kadar da azdır

Sınır koyabilmek ” Hayır’ımız ve Evet’imizi Özgür Bırakmaktır” ,

Yaşamın medenice konforudur ve  ilişkilere sınır koyamamak günümüzün, bencilce bir sorunudur,

Çocuğun kimlik gelişim evrelerinde de aşama aşama öğretilebilir bir davranışsal olgudur.

Özellikle üç yaş çocuğu sözsel ve fiziksel davranışlarıyla sınırlarını ebeveyne çeşitli sinyallerle duyurmaktadır, peki bu sinyallere ebeveyn hangi sınırlarıyla cevap verecektir?

Bu yazıda, kendiniz, çocuğunuz iş,sosyal ve özel ilişkilerinize dair çok şey bulacağınıza inanıyorum.


……………..

Yaşamlarımızdaki herhangi bir sorumluluk ve sahiplenme yanılgısı, bir sınırlar sorunudur. Tıpkı ev sahiplerinin arazilerinin çevresine fiziksel mülkiyet çizgileri çekmeleri gibi, bizimde yaşamımızda neyin bizim sorumluluğumuzda olduğunu ve neyin olmadığını ayrıt etmemize yardımcı olacak zihinsel, fiziksel, duygusal ve ruhsal sınırlar belirlememiz gerekir.

Uygun zamanlarda uygun kişilerle uygun sınır belirleyememek, son derece yıkıcı olabilir.Bu, günümüzde insanların karşılaşmakta olduğu en ciddi sorunlardan biridir. İçten kendini adamış insanların pek çoğu, ne zaman sınırlar koymak gerektiği hakkında büyük zihinsel karışıklarla boğuşmaktadır.

Sınırların belirsizliği ile karşılaştıklarında, anlamlı sorular ortaya atarlar:

Sınırlarımı belirlerken, sevecen bir insan olmayı sürdüre bilir miyim?

Uygun sınırlar nelerdir?

Ya birisi benim sınırlarım yüzünden kızarsa veya incinirse?

Zamanımı, sevgimi, enerjimi veya paramı isteyen birine yanıtım olmalı?

Sınırlar belirlemeyi düşündüğümde neden kendimi suçlu veya korkmuş hissediyorum?

Sınırlar teslimiyete ne şekilde ilintilidir?

Sınırlar bencil midir?

Sınırlar sizi bir başkasından ayrıt edici, veya sizin nerede başlayıp nerede bittiğinizi gösteren her şeydir.

 

İşte sınırlara bazı örnekler.

Deri; en temel sınır, fiziksel derinizdir. Deri sınırı, iyiyi içeride ve kötüyü dışarıda tutar.Kelimeler; en temel sınır belirleyici kelime, hayır dır. Hayır, yüzleştirici bir sözcüktür.

İnsanlara sevgiyle, “Hayır, bu davranış uygun değil. Ben bunda yer alamam” demeyi öğretmek gerekir. Hayır kelimesi aynı zamanda, suiistimale karşı sınırlamalar belirlerken de önemlidir.Coğrafi Uzaklık; bazen bir durumdan kendinizi fiziksel olarak ulaştırmak, sınırları korumada yardımcı olur Sınır Neye Benzer ; bir ilişkide kötüyü kullanma varsa çoğu kez, diğer kişiye sınırlarınıza benimsetmenin yolu, onlar sorunla uğraşmaya hazır olana dek boşluk yaratmaktadır.

Zaman; bir kişi veya projeden bir süre uzaklaşmak, sınırların belirlemesi açısından, yaşamınızın denetiminde çıkmış bir yönünü yeniden kazanmanın bir yolu olabilir.

 

Duygusal Uzaklık; duygusal uzaklık, yüreğinizin yeniden güven kazanması için gereksinim duyduğu mekanı veren geçici bir sınırdır.Diğer kişiler insanlarla ilişkiler edinebilmek için çok acı çeker, çoğu suiistimale katlanır zira ortaklarının kendilerini terk edeceğinden ve ona karşı gelirlerse yalnız kalacaklarında korkar.

 

Sınırlarımın İçinde Kalanlar Nelerdir?

Duygular; duygular ne göz ardı edilmeli, nede onların emrine girilmelidir. Duygularımıza “sahip olmayı” ve onların farkında olmayı öğrenmeliyiz. Tutum ve İnanışlar; inanışlar gerçek olduğunu kabul ettiğiniz her şeydir. Tutumlarla ilgili zorluk, onları yaşamın ilk yıllarında öğrenmemizdir.

 

Davranışlar; Ana babalar genellikle çocuklarının davranışlarının doğal sonuçlarıyla karşılaşmasına izin vermek yerine onlara bağırır, onları azarlar. Oysa sevgi ve sınırlarla, sıcaklık ve sonuçlarla ana babalık etmek, kendi yaşamları üzerinde denetim duygusuna sahip, kendine güvenen çocuklar ortaya çıkarır.

 

Seçimler ; seçimlerimizin sorumluluğunu üstlenmeliyiz.

 

Değerler; değer verdiğimiz şey, sevdiğimiz ve önem verdiğimiz şeydir. Genellikle neye değer verdiğimizin sorumluluğunu üstlenmeliyiz.

 

Limitler; diğerleri üzerinde limitler belirlemek. Bunu yapamayız. Yapabileceğimiz, zayıf davranış sergileyen kişilere kalmamızda limitler belirlemektir.

 

Düşünceler; Kendi düşüncemizin sahibi, biz olmalıyız. Diğerlerinin düşüncelerini tabii ki dinlemeli ve tartmalıyız; ancak asla hiç kimseye “kendi zihnimizi vermek” yanılgısına düşmemeliyiz. Bilgi yönünden büyümeli ve zihinlerimizi genişletmeliyiz. Çarpıtılmış düşünceleri aydınlatmalıyız.

 

Arzular; arzularımızı ararken aktif bir rol üstlenmeliyiz. Kendi arzularımızın sahibi olmalı ve yaşamda emellerimize ulaşmak için onları kovalamalıyız.

 

Sevgi; kendimize ait bu sevme işlevinin sorumluluğunu üstlenmeli ve onu kullanmalıyız. Gizlenen veya kabul edilemeyen sevgi; her ikisi de bizi öldürebilir.

Yumuşak başlıklar: Kötüye “Evet” diyenler; Kötüye hayır diyememek, her alanda kendini gösterir. Bu bizim, yaşamlarımızdaki kötülükleri reddetmemize engel olmakla kalmaz, genelde bizi kötüyü teşhis etmekten de alı koyar.

Yumuşak başlılar pek çok sorumluluk üstlenir pek az sınır belirler; seçimlerin böyle olduğundan değil, korktukları için.

Uzak Duranlar: İyiye “Hayır” diyenler. Diğerlerinden yardım isteyememe, kendi gereksinimlerini teşhis edememe.

 

Denetleyenler: Diğerlerinin sınırlarına saygı göstermeyenler Kendisine hayır denmesine tahammül edemeyen bireylerin ilk sorunu ki bu hayır diyememekten farklıdır, yaşamlarının sorumluluğunu başkalarının üzerine yıkma eğiliminde olmalarıdır.

Denetleyiciler, iki çeşittir:

1. Saldırgan denetleyiciler. Genelde diğerlerinin de sınırları olabileceğini düşünmezler bile.

2. Manipülasyoncu denetleyiciler. Kişileri sınırlarından dışarı çıkmaya ikna etmeye çalışırlar. Diğerlerini, yüklerini taşımak için kandırırlar. Suçluluk mesajları kullanırlar.

Sınır Geliştirmek; sınırlamaları, çocukluğumuzdan başlayarak öğrenmemiz gerekir. Sınır geliştirme, sürekli bir işlemdir; yine de en önemli aşamaları karakterimizin oluşmakta olduğu ilk yıllarımıza rastlar.

Görüntü

Çocuk gelişiminde sınır gelişimlerinin belirli evreleri;

– Bağlanma: Sınır Oluşturmanın Temel; Bizim de en temel gereksinimimiz bağlantıda olmaktır. Bağlanma; anne, çocuğun gereksinimlerine yanıt verdiğinde oluşur; bu dönemde bebekler, Anne ’den ayrı bir kişilik olduklarının farkında değildir.

– Ayrılık ve Bireyselleşme: Bir Ruhun İnşa Edilmesi; Bebekler içsel bir güven ve bağlılık duygusu edindikçe, ikinci bir gereksinim ortaya çıkar. Bebeğin, otonomi veya bağımsızlık için duyduğu bir istek belirir

-.Oluşum; Bu süreç yeni şeylerin keşfi, onlara dokunma, onları tatma ve hissetme dönemidir. Anne için acı verici, ancak bebek için gerekli bir sınırdır bu.

-Deneyim; Deneyim evresi çocuğa, enerji ile birlikte, bir birey haline gelmesinde son adımı atma dürtüsünü sağlar; ancak bu enerjik canlılığı sonsuza dek süremez

-Uzlaşım: Uzlaşım, on sekiz ay ile üç yaş arasında ortaya çıkar. Çocuk dünyanın korkutucu bir yer olduğunun farkına vararak endişelenir. Anneye hala gereksinim  olduğunu fark eder.

 

Şimdi, bu dönemdeki çocukların sınırlar inşa etmek için kullandıkları araçlar; öfke, sahiplenme, “Hayır” kelimesidir.Ana babaların, hayır ile ilgili olarak iki görevleri bulunmaktadır. Birincisi, çocuklarının kendisini hayır diyebilecek kadar güvende hissetmesini sağlayarak, onun sınırlarını teşvik etmek. İkinci görev, çocuğa başkalarının sınırlarına saygı göstermede yardımcı olmaktır.

 

” Sınır inşa etmek, üç yaşındakilerde en belirgin haldedir”. Bu zamana kadar, şu görevleri öğrenmiş olmaları gerekir: Duygusal olarak başkalarına bağlanma yeteneği, ancak söz bilincini ve ayrı olabilme özgürlüğünü yitirmemek.Sevgi kaybetme korkusu olmadan başkalarına uygun hayır yanıtları verebilmek.Başkalarından gelen hayır yanıtı kabullenebilme ve bu nedenle duygusal olarak onlardan uzaklaşmama.

 

Sınır İncinmeleri;

1.Sınırlara Karşı Düşmanlık; sınır incinmişliği, ebeveynin sınırlara karşı olan düşmanlığıdır.

Ebeveyn, çocuğun kendisinden ayrılma girişimlerine kızar. Öfkeli sözler, fiziksel cezalandırma veya uygun olmayan sonuçlar halinde, düşmanlık ortaya çıkabilir.

2. Aşırı Denetim, aslında sevecen olan ana babaların çok katı kurallar ve sınırlarla, çocuklarını hata yapmaktan korumaya çalışmalarıyla ortaya çıkar. İyi bir anne babanın temel sorumluluğu, kesinlikle denetlemek ve korumak olduğu halde, çocuklarının hatalar da yapmasına mahal vermelidirler.

3.Sınırlamaların Yokluğu ana babanın sınırlardan yoksun olması, düşmanlığın tersi bir durumdur.Bazen ana babadaki sınır eksikliği, bağlantı eksikliği ile birleştiğinde, saldırganlığı kullanarak denetleyici olan bir kişiliğin ortaya çıkmasına yol açabilir.

4.Tutarsız Sınırlamalar; bazen, çocuk yetiştirme hususunda kafalarındaki karışıklık veya kendi incinmişlikleri dolayıyla bazı ana babalar,sıkı ve gevşek sınırlamaları birleştirerek, çocuklarına çelişen mesajlar göndeririz.

Ekme ve biçme kuralı, sorumluluk kuralı, gücün kuralı, saygı kuralı, güdülenme kuralı, değerlendirme kuralı, girişimcilik kuralı, kıskanma kuralı, etkinlik kural, maruz kalma kuralı

 

Sınırlar Hakkındaki Yaygın Yanlış Kanılar

1.Eğer Sınırlar Belirlersem, Egoistlik Etmiş Olurum.

2.Sınırlar, İtaatsizliğin Habercisidir.

3. Eğer Sınırlar Oluşturmaya Başlarsam, Diğerleri Tarafından İncitilirim.

4. Eğer Sınırlar Oluşturursam, Diğerlerini İncitirim.

5. Eğer Sınırlar, Benim Öfkeli Olduğum Anlamına Gelir.

6. Diğerleri Sınırlar Belirlediğinde, Bu Beni İncitir

7. Sınırlar Suçluluk Duygularına Yol Açar8. Sınırlar Kalıcıdır ve Ben Köprüleri Yakmaya Korkuyorum.Sınırlarla İlgili ÇelişkilerAileyle İlgili Sınır Sorunlarının Çözümlenmesi; belirtiyi (semptomu) tanımlayın,çelişkiyi tanımlayın, çelişkiyi kışkırtan gereksinimi tanımlayın, iyiyi alın ve içinize çekin, sınır becerilerini uygulayın, kötüye hayır deyin, saldırganı affedin, tepki değil, yanıt verin, özgürce ve sorumlulukla sevmeyi öğrenin suçlulukla değil, sınırlar ve arkadaşlarınızı; arkadaşlarla ilgili sınır çelişkileri, çok çeşitli şekil ve büyüklüklerde karşımıza çıkar.

Çeşitli hususları anlamak için, bazı çelişkilere bakalım:

1. Uyumlu/Uyumlu

2.Uyumlu/Saldırgan Denetleyici

3. Uyumlu/Manipüle Edici Denetleyici

4. Uyumlu/Tepkisiz.Arkadaşlıklardaki sınır çelişkileri ile uğraşmak zordur; zira ilişkiyi sağlayan tek bağlantı, birlikteliğin kendisidir. Nikah yüzüğü yoktur. İş bağlantısı yoktur. Sadece arkadaşlık vardır-ve genelde pek narin ve koparılma tehlikesi altında gibi görünür.

Çocuklarda Sınır Gelişimi; Çocuklarda sınır geliştirme iş, sorumluluk öğrenme işidir. Onlarda sorumluluğun değer ve kısıtlamalarını anlattıkça, onlara otonomiyi öğretiriz onlarla yetişkinliğin görevlerini üstlenmeye hazırız.Disiplinin olumlu tarafları öncelik, önleme ve yönlendirmedir.

Olumlu disiplin; birini oturtup bir görev için eğitmek ve ona beceri kazandırmaktır.

Çocuklarınızın sınır gelişimine yardımcı olabileceğiniz birkaç yöntem ;

– onlara, duydukları öfke üzerine konuşma izni verin, onların keder, kayıp veya üzüntüyü, kendilerini neşelendirmeye çalışmayarak ifade etmelerine izin verin ve duygularını dışarı boşaltmalarını sağlayın,

onları soru sormaya teşvik edin, soyutlanmış veya kederi gördüklerinde ne hissettiklerini sorun;

olumsuz duygularına kelimeler yerleştirmelerine yardım edin.

Çocuklarına sınırlara saygı duymayı öğrenmesi için sonuçlar, çocuğun kendi yaşamının sorumluluğunu ve denetimini üstlenmesini artırma amacı taşımalı, yaşa uygun olmalı, ihlalin ciddiyetiyle ilintili olması gereli, sınırların amacı; kendi kendine belirlenen sonuçlara bakarak dahili bir güdülenme duygusu edindirmek olmalı.

Sınırlar ve Çalışma İşyerindeki Sorunlar;

1. Bir başkasının sorumluluklarını yüklenmek; eğer bir başkasının sorumlulukları yükleniyor ve bundan hoşnutsuzluk duyuyorsanız, kendi duygularınızın sorumluluğunu üstlenmeli .

2. Fazla mesaiyi fazla kaçırmak; eğer “İşe ihtiyacınız olduğu” veya işten çıkarılmaktan korktuğunuz için bir süre fazladan iş yapar durumdaysanız. Kendi sorumluluğunuzu üstlenmeli ve durumunuzu değiştirecek adımlar atmalısınız.

3. Yanlış yerlerin öncelikleri; önemsiz olanlara hayır deyin.

4. Zorunlu meslektaşlar; halledilmesi gereken sorun olarak bir başkasını görmek, o kişiye sağlığınızın konusunda güç sunmak olur. Siz bir başkasını değiştiremeyeceğiniz için, denetimsiz olursunuz.

5. Hayati tutumlar; aşırı eleştirel kişiyle şu tarzı bir yüzleşmeye gitmek isteyebilirsiniz. Değişmeyi kabul etmezse, tutumunu denetim altına almadıkça onunla konuşmayacağınızı söyleyebilirsiniz

6. Otorite ile çelişkiler.

7. İşten Çok Fazla Şey Beklemek.

8. İşle İlgili Stresi Eve Taşımak

9. İşinizi Sevmemek

 

 Sınır Konusundaki Başarıyı Ölçmenin Yolları; 

Belirli, sıralı değişiklikler; olgun sınırların belirlemekle olduğunun habercisidir. Aşağıdaki on bir adım büyümenizi ölçme ve gelişmenizin neresinde olduğunuzu görmede yardımcı olacaktır.

1. Gücenme – Erken Uyarı Sinyalimiz

2. Gücenme – Zevklerde Bir Değişim – Sınır sevenlere Doğru Cezbedilme

3. Aileye Katılma

4. Zenginlikleriniz Değerini Bilmek

5. Yavru Hayır ’ları Çalışmak

6. Suçluluk Duyguları İçinde Sevinmek

7. Yetişkin Hayır ’ları Çalışmak8. Suçluluk Duygularının Yokluğunda Sevinmek

9. Başkalarının Sınırlarını Sevmek

10. Hayır’ımız ve Evet’imizi Özgür Bırakma

11. Olgun Sınırlar – Değerlerle Yönlendirilen Hedef Belirleme Olgunlaşmış sınırlara sahip bireyler çılgın, telaşlı veya denetimsiz değildir. Yaşamlarında bir yön, kişisel hedeflerine doğru düzenli bir ilerleme bulunur. Planlamaları önceden yaparlar ve sınırları olan bir yaşama sahip olurlar.

Henry Cloud -John Townsend “Sınırlar” eserinden yararlanılmıştır : http://www.romanozetleri.org/

Perihan Yıllı ile                                                                          

           Pozitif ID

 Kişisel Gelişimin Profesyonel Tasarımı & içindeki sen ile keyif dolu yolculuğun sınırsız keşfi 

                                                                            

fatih – fevzipaşa cd 27/3

İnternet Sitesi

 

E-posta  

  • pozitifid@gmail.com

5-7 Yaş Çocuklarıyla Uygulamalı Doğru Nefes Alma Teknikleri

” Nefesine Hayat Ver” atölye çalışmalarından ,
Ögrt. Kişisel Gelişim-Nefes Eğt. Uzm. Perihan Yıllı ile

Bu defa, İlkokulun 1. sınıfında…

Doğal Sınıf Ortamında.

Bildiğimiz o hani, kara tahtalı – tebeşirli-silgili – birbirlerinin saçlarını çektikleri sınıf ortamında…
ve dikkatler anlatılana ilgi tam arzu edilen kalitede, interaktif, katılımcı paylaşımcı kısacası beklediğimiz öğrenen profili,..
.
Dersimiz biyolojinin, fen bilgisinin, hayat bilgisinin sınırlarının dışında, yakından uzağa, öznelden- hayatın kendisine uzanan nesnel gerçekliğe varış ve farkında olmadan minik zihinler fenle, pozitif bilimlerle tanışıyor üstelik kendi öz gerçeklerinden başlayarak…

1. Sınıf Öğrencileri ile “Vücudumu Tanıyorum ve Nefesimi Doğru Kullanıyorum” atölye çalışması ,
Ögrt. Kişisel Gelişim Uzm. Perihan Yıllı ile ” nefesine hayat ver”

Artık onlar, ailelerinin ve yakın çevrelerinin nefes eğitmeni oldular…
Yaptıkları çalışmaların geri bildirimleri, şaşırtıcı, mutluluk verici ve olağanüstüydü…

Teşekkürler minik dostlarım

Erkay Efe Ermiş,Fatmanur Dörmiş,Kerem Sarışahin,Yiğit Komaç,Mert Gencer,M.Berat Durmuş,H.Can Polat,M.Görkem Öz,Işıl Kılıçarslan,Baran Kandemir,Helin Demirhan,H.Kübra Bayram,Melek Aslanoğlu,Merve Çukurçam,Muhammed Erdoğu,Zeynep Çalgın,Abdülkadir Gül,Elifnur Rökon,Semih Telli,Sevgi Öğrü,Zeyna Dölek,Eylül ve 30 diğer çocuğum çacuklarımız…

Video Çekim, Öğrt. Fatma Karadeniz

Çocuk ve Gençlerle Nefes.

ÇÜNKÜ ;
Öncelikle fizyolojik ve psikolojik olarak sağlıklı olmalılar, insan vücudu mükemmel bir organizmadır ve fizyolojik olarak sistemlerin uyumlu çalışması nefesin doğru bir döngü içinde olması ile gerçekleşecektir.. Tüm teknikleri uygulamalı olarak öğrenen çocuklarda farkında olmadan istenen düzeye gelen nefes kalitesi süreç içinde alışkanlığa dönüşecektir…

Kişisel gelişimlerinde de sayısız katkılar gerçekleşecektir;
Özgüvenli,
Kendini tanıyan,
Ne istediğini bilen,
Doğru düşünebilen,
Doğru kararlar verebilen,
Hedeflerine ulaşım sürecini daha kolay geçirebilen,
ve kaliteli yaşamı prensip edinen bireyler olarak yaşamlarını sürdüreceklerdir.

İnsanoğlu %100 nefes kapasitesi ile nefes vererek hayata merhaba diyor.
Evet yaşam nefes vererek başlıyor doğumdan sonra, hani o ilk saniyelerde bebeğe vurulan o ilk şaplakla başlıyor yaşam, sonrasında derin bir nefes alımı- ağlama-anneyle ilk temas ve dinlenme safhası…
Yaşamın sonrasında neler oluyor?
Günlük sıradan ya da sıradışı konular olaylarda ki etkileşimlerle nefes kapasitemizi arzu edilenin çok altında kullanmaya başlıyoruz akabinde sayısız psişik ve fizyolojik semptomlar…
Öğrenme güçlüğü, stres, depresyon,kalp-damar hastalıkları, anemi,… hatta kanser hücrelerinin oluşumuna kadar…

O halde diyoruz ki!
“Nefesine Hayat Ver…

http://pozitifid.wix.com/pozitifid#!pozitif-id-nedir/cqxx

pozitifid.blogspot.com

https://pozitifid.wordpress.com